Tırnakla para kazanmak – Melis Alphan

 Bugün sizlerle gazetede okuduğum Melis Alphan’ın yazısını paylaşmak istedim. Bana göre çok fazla iğneleyici yazıyor. Yazı tarzından pek hoşlandığım söylenemez. Bizi anlamasını da beklemiyorum aslında.. 
Eskiler “Ben buralara tırnaklarımla kazıyarak geldim” demeye bayılır. Bu zor yolda tırnak cilası çatlayıp bozulursa oje dediğin ne güne duruyor? Pop dünyasının yeni yetme starı, moda ve güzellik piyasasına tırnağın ucundan giriyor.

Bir zamanlar moda endüstrisi kumaşları kesip biçip, boyayıp yıkayıp, son ütüsünü yapıp, pazara sunup para kazanmaya çalışıyordu. Sonra güzellik endüstrisi çıktı. Modanın küçük kardeşi. Nemlendirici moda oldu, kırışıklıklarla savaştığı iddia edilen bir dolu kozmetik ürünü raflarda boy gösterdi. Parfüm, “miktarı az, fiyatı yüksek” kavramını hayatımıza soktu.
Sonunda iş tırnağın ucuna kadar geldi.
şarkıcıların kıyafet markalarına, futbolcuların ayakkabı koleksiyonlarına, modellerin parfüm çıkarmalarına alıştık. Başta “Herkes kendi işini yapsa ya” desek de sesimizi çıkarmadık.
Fakat bu bir ilk.


Ergenlerin ve kız çocuklarının hastası olduğu, kendisi de ergen sayılabilecek popçu Justin Bieber oje koleksiyonu çıkarıyor. Aralıkta ABD’de, 2011 itibarıyla da dünyanın geri kalanında piyasaya sürülecek koleksiyonun adı One Less Lonely Girls.
Ojelerin adları ise ılk Dansı Bana Lütfet, Ben + Mavi, En Gözde Mor gibi,
bana pek bir şey ifade etmeyen ama ihtimal o ki kız çocuklarını tavlamak üzere düşünülmüş cinste. Kendisine hayırlı işler…
De…

Neden oje koleksiyonu?
Demek ki oje işinde ekmek var. Bir kere makyaj işine girenlerin ilk işi oje üretmek.
Hem kolay üretildiği hem de iyi sattığı için oje bu firmaları birkaç yıl döndürebiliyor. Türkiye’de yıllık oje tüketimi 20 milyon şişe civarında. Kadın başına yılda bir, bir buçuk şişe deyin. Batı’yla kıyaslandığında rakamlar düşük, orada kadınlar ayda ortalama bir şişe oje bitiriyor. Ama bir taraftan da Türkiye’de her geçen yıl oje satışları artıyor. 

Oje moda dünyasının basamaklarını da hızlı tırmanıyor.

Geçtiğimiz sezonlarda ayakkabıların yaptığını yapıyor: Çıldırıyor.
Kıyafette artık pek de harikalar yaratamayan markalar son yıllarda çantaya, ayakkabıya abanırken kozmetik sektörünün de altın yumurtlayan tavuğu tırnak boyaları gibi görünüyor.
Justin Bieber bir yana… Moda haftalarında sadece kıyafetler değil, ojeler de çıktı podyuma. Zac Posen’ın modellerinin tırnakları leopar ve batik desenliydi. Giles Deacon’ınkilerde gülen suratlar vardı. Betsey Johnson defilesinde pembe tırnaklar üzerinde sarı-laci çizgiler dikkat çekerken, Loewe’deki kelebek motifli tırnaklar uygun fiyatlı yatak çarşaflarını andırıyordu.

Ünlüler de sardı bu tırnak işine. Katy Perry’nin tırnaklarında sevgilisi Russell Brand’in resmi görüldü. Rihanna ve Alexa Chung’ın parmaklarının ucunu gülen suratlar süsledi. Heidi Montag tırnaklarına Chanel logosu kondurdu, Fergie çizgi çektirdi.
Moda dergilerinde sayfa sayfa süslü tırnak fotoğrafları basıldı.
İş artık safi ojeden de çıktı. Ülkemiz kadınlarına pek sirayet edememişse de Batı’da alternatif çevrelerde popüler olan “nail art”, yani “tırnak sanatı” ana akım modayla iç içe geçer oldu.
Ojenin defilelerde aksesuvar mertebesine yükselmesi, ünlüler tarafından benimsenmesi bu anlama geliyor.
Ya dahi kozmetik pazarlamacıları oje satışlarını artırmak için tasarımcıları tavladı. Ya da millet sıkıldı, oyun arıyor…



Eski Mısır’da tırnak boyası rengi hiyerarşiye işaret edermiş, sosyal düzenin tepesindekiler tırnaklarını kırmızı ve tonlarıyla boyarlarmış. Nefertiti el ve ayak tırnaklarına yakut kırmızısı sürermiş. Kleopatra’nın rengi kızılmış. Alt sınıflardakilere sadece açık tonlarda ojeye izin varmış.
Bugün eski zamanlardaki gibi adı konmuş olmasa da statü simgesi ojeler var. Ojede pazarın trendlerini belirleyen Chanel oje sürüyorsanız -belki Hermes takmış kadar olmuyorsunuz ama- birçoklarının gözünde modanın üst sınıfına mensupsunuz.
Lüks markaların kraliçesi her yıl bir-iki yeni oje çıkarıyor. Millet mağazalara isim yazdırıyor, listelerde sırasını bekliyor, bu ojeleri ilk sürenlerden olmak kimileri için epey anlam taşıyor.
Yani belki yaptırımı yok… Ama oje binlerce yıl sonra hâlâ hiyerarşideki yere işaret ediyor.
Ps: Foto sorunu geçsin fotolarıda ekleyeceğim.

facebook share twittershare

6 Responses to “Tırnakla para kazanmak – Melis Alphan”

  • Yazım tarzı benim de hoşuma gitmiyor, açık söylemek gerekirse sinir bozucu, kompleksli bir yazar(yazar tanımı kendisi için ne kadar uyuyorsa) bile diyebilirim. Modadan ne kadar anladığını bilmem ama gazetecilikten zerre kadar bile anlamadığını düşünüyorum. Zirveye gitmek için uçlarda dolaşmak gerekir mantığını oturtmuş kafasında ama yaptığı eleştiriler, söyledikleri o kadar eğreti duruyorr ki..
    Böyle bi insan mümkünse sizi anlamasın bence:)
    Blog çapında değerlendirirsek seçtiğiniz bu oje temasını çok yaratıcı ve eğlenceli buluyorum:D
    Ayrıca benim gibi tırnak yiyen bir çok insanı da tırnak uzatmaya özendiriyor tahminimce:)
    Sevgiler


  • insanlar sosyolajiden anlarım, hayatın tam içinden geliyorum demek için kasınca böyle bir yazı çıkıyor demek ki ortaya. mükemmel nail artlar yapan insanlar yeteneklerini napsınlar illa tuval üstüne mi çalışmak zorundalar? tırnak çılgınlığına kapılmış olmamak için tepki koyayım diye vaz mı geçsinler? şimdi bu bayana sorsan, sanat çok önemli de der. iyi tasarlanmış bir kıyafette, nail art da sanatın parçasıdır.

    hepsini bırak, bu kızcağızımızın oje sürmeden bu yaşa geldiğine hiç kimse inanmaz. ama eğer gerçeklik payı varsa, yollayalım bi kırmızı oje de kendini biraz iyi hissetsin.


  • Yorumlarınız için teşekkür ediyorum öncelikle..

    Sarkıcı Sıla'nın renkli ojeleri ile ilgili olan yazısında kendisine mail atmıştık ama geri dönüş olmadı.

    Hani bu ben yazarım ama sizi takmam durumu sanırım. Bu durum karşısında söylenecek tek şey, Evet tatlım sen yazarsın ama bizde seni takmayız :)))

    Kırmızı klasik kaçar, yakışmaz bize. Ben ona neon sarı oje yollayacağım. :)
    Birde ayna yollayacağım yanında, önce bir dönüp, o eleştirdiği kişiler yerine kendi geçsin aynanın karsına da kendini de bir eleştirsin diye…

    @LouSalome, blog içeriğim hakkındaki düşüncelerin içinde ayrıca teşekkürler :)


  • Bence ojesever hiçkimse melis alphan'ın bu yazısından dolayı kendini kötü hissetmemeli, iğnelemelerini hele hiç hissetmemeli. kendisini az da olsa bir şekilde tanıyorum ve çoğu zaman kaale alınmaması gereken bir kişi olarak göriyorum. kesinlikle zirveye oynayan, millete laf atıp, bir iki cool tespitte bulunup ilgi çekmeye çalılşan bir insan. kendisi ile ilgili nette küçük bir araştırma sonunda herkesin benim gibi düşündüğünü ve Alphan'ın buralara kadar nasıl olup da geldiğini anlayamadığını göreceksiniz.
    Bu yazısından da kendi tırnaklarının çirkin olduğu mesajını çıkarıyorum. Resmen kıskanmış kız. Herhalde yiyor bu tırnaklarını veya bir türlü uzatamıyor. kırmızıdan başka oje sürenlere deli falan diyordur kesin. hakkında daha fazla konuşmaya bile değmez.


  • Kendisine "Eeeee?" demek istiyorum. Konuşmuş durmuş bi sonuca varamamış. Amacı ne anlayamadım :/


  • Bunu bloga koydugun iyi olmus.


Post a Comment